UŞAKLIK EDEN LİDERLER UYANIN ARTIK

21. yy’ın başlarında siyasal ve sosyal genleri değişen bir Türkiye toplumu ve başlarındaki Batıya uşaklık eden sözde liderlere rağmen uyanan bir Arap dünyası var artık. Batının her türlü ahlaksız yöntemlerine rağmen Türk toplumu hafızasındaki kodladığı siyasal tercihine sonuna kadar sahip çıkarak Recep Tayyip ERDOĞAN liderliğindeki AK Parti’yi iktidara taşıdı ve bu siyasi yapıyı 2002 yılından bu yana hem de aralıksız iktidarda tutarak hem Batıya hem de içerideki işbirlikçilerine karşı meydan okuyarak yeni bir döneme girildiğinin mesajını kararlı bir şekilde 14 yılda tam 11 seçim üst üste verdi. Bu süreçte Recep Tayyip ERDOĞAN’ın Batı dünyasının ve dünyanın diğer egemen güçlerinin ikiyüzlü tutumu karşısındaki ilkesel ve cesur söylemleri Müslüman Arap dünyasındaki popülaritesini arttırmış ve Arap Baharı rüzgarında adeta bir manivela görevi görmüştü.

Dış politika da ilk kez kendi çıkarına uygun politikalarla hareket etme sinyalleri veren Recep Tayyip ERDOĞAN liderliğindeki iktidarın varlığı Ortadoğu’da ve Akdeniz havzasında egemenlik kuran Batının ve ABD’nin paniklemesine yetti.

Bu çıkış karşısında iç ve dış bütün argümanları devreye sokan Batı dünyası içeriden yargı, TSK ve bazı işbirlikçi STK’ları harekete geçirerek sırasıyla 2002 yılında Recep Tayyip ERDOĞAN’a siyasi yasak, 2002-2007 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı makamının verdiği yetkilere dayanarak yüzlerce terör örgütü üyesini affetmesiyle meşhur Necdet SEZER’in vetoları, 2003’ten sonra Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz, Balyoz ve Ergenekon gibi darbe planları, 2006 Danıştay saldırısı, 2007’de 367 zorlaması, 2008’de kapatma davası, 2011’deki komuta kademesindeki istifalar, 2012’deki MİT kumpası, 2013’deki Gezi kalkışması, yine 2013’teki 17-25 Aralık Paralel kalkışma ve son olarak daha alçak olan 15 Temmuz Paralel darbe girişimi gibi onlarca ihanet gerçekleşmişti. Bütün bu çirkin ve alçak ihanet oyunlarının arkasında Fetö’nün bulunması bu ümmet için ne acıdır.