İŞİN KOLAYI

             İşin kolay olanı, bana değmeyen yılan bin yaşasın. Tabiri caizse bunun için kişinin, geniş olması, vurdumduymaz olması, kulağının duymaması, gözlerinin görmemesi, dımbırtıda bulunup icraatta yok olması gerekir.

       Durum bu şekilde oluşunca, şehri bilmeyen, sorunlarından haberdar olmayan, yapılan ve yapılmayanları göremeyenler için sorulacak soru, Elazığ’ın yakın komşuları nereleridir sorusu olunca, bu geniş adamların  vereceği cevap hiç kuşkusuz, Aksaray, Kızılay, Abdullah paşa, Doğukent, Ulukent olur. Çünkü adamların gözünde Malatya, Diyarbakır, Bingöl yoktur artık, onlar başını alıp gitmişlerdir, biz ortada sap gibi kalmışızdır.

           Yetim Elazığ, sahipsiz Elazığ, kaderine terk edilmiş Elazığ, çivi çakılmayan Elazığ dediğimizde karşı çıkıp aksini savunanlar ise o kadar basit ve kıt düşüncelerle donatmışlardır ki kendilerini, siyaset yaptıkları partide bile kendileriyle çelişki yaşamaktadırlar. Adaylardan birinin savunması Elazığ a hiç bir şey yapılmadığı yönünde olurken, bir diğerinin savunması ise bizlerin bir türlü göremediği  Elazığ a yapılan yatırımların büyüklüğünden övgüyle söz etmesi  oluyor. 

              Dilimin dönüp klâvyemin yazma izni verdiği sürece isterseniz bu şehirle nasıl alay edildiğinin kanıtı olan, eski vilâyet binası ( şimdiki geçici valilik binası) çevresindeki duvarların yıkılmasının Devlet bakanı tarafından kurdeleli bir açılışla gerçekleştirilmesi olmuştur diyebilirim. Bir de son zamanlarda bazı kavşakların ortadan kaldırılmasına niye bir bakan çağrılmadı diyerek tepki gösterebilirim.

           Aksini savunanların yatırım olarak değerlendirdiği bir başka mekanizma merkezi ise,  sanki bir tek Elazığ a has, çevre yolu ile hava alanı oluyor. Gözü gören kulağı duyan her Elazığlının bu savunmaya vereceği cevap ancak şu olur diyoruz. Güney çevre yolu, gözlerinizle, ellerinizle, beyninizle bakıp büyüttüğünüz, yatırımları esirgemediğiniz  Diyarbakır a, Bingöl e ve diğer illere geçiş noktası olmasa idi, Elazığ a belki o çevre yolu da çok görülürdü. Ayrıca yüzyıl ve gelişmişlik gereği nerelere yapılmadı ki bu yollar.  Madalyonun diğer tarafına tarafsız bir gözle bakacak olursak, yaptığınız çevre yoluna beş yılda bağlantı yolları yapamadığınızı, sonunda yaptık dediğiniz bağlantı yollarının evlere şenlik olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu gelişmişlikte bu acemilik hoşunuza gidiyor mu? Bu teknoloji ve alt yapıyla tren yolu üstte kalacak şekilde buranın akışı yapılacak  köprüyle daha sağlıklı sağlanamaz mıydı?  Hava alanı na gelince, Elazığ hava alanı, öteden beri  varolan bir hava alanı  olmasının yanında, bölgenin tek sivil hava alanı olma özelliğini de yanında taşıyan bir limandı, şimdi siz bu hava alanına prefabrik bir bina yapıp, pisti büyütüp, yönünü değiştirmekle Elazığa yeni bir hava alanı kazandırdığınızı mı zannediyorsunuz?  

               Bu şehrin icraata, bu şehrin nefes almaya, bu şehrin eskiden var olan değerini yeniden kazanmaya ihtiyacı var. Stadyum diyenlere böbürlenerek verdiğiniz sözün üzerinden beş yıl geçti, ortada ne fol var ne de yumurta, yeri bile yok. Gazi caddesi tükenip taştı, çözüm üreten yok, Elazığ a yatırım gelmiyor, teşvik in ne olduğunu bileniniz yok, yüzyıllardır şehrin içerisinde bulunan çimento fabrikasına çözümünüz yok, Ulu ova, Kuzova, Şorşor deresi size ancak seçim dönemi malzeme oluyor, şehrin verdiği göçü durdurma planınız yok, Tren yolunu modernize edip kaydırma gayretiniz yok, bu şehirde üretim durmuş noktada, bizden küçük iller üçüncü beşinci organize sanayi bölgelerini oluştururken biz birinciyi dolduramadık.

          Kısaca. eller büyürken biz küçülüyoruz haberimiz yok. Gelen yatırımların parasal dökümanlarını sunarak saf vatandaşımı kandırmakta üstünüze yok gibi sizin. Bölge müdürlüklerine aktarılan bütçeyle Elazığ a ayrılan bütçeyi bir tutuyorsunuz, halbuki o bütçe de büyük pastayı bizde bulunan bölge müdürlüklerine bağlı diğer illerin aldıklarını siz bizden daha iyi biliyorsunuz ama işinize gelmiyor.

          Son olarak şunu söylemek istiyorum, eğer kim Elazığ büyüyor gelişiyor diyerek bu milleti kandırıyorsa gözüne dizine dursun diyorum, başka söze de gerek var mı onu da  bilmiyorum.