gaziantep escortgaziantep rus escort gaziantep escortseks hikayeleri
avrupa yakası escort beşiktaş escort beyoğlu escort nişantaşı escort etiler escort esenyurt bayan escort beylikdüzü bayan escort avcılar bayan escort şirinevler escort ataköy escort
Türkiye’de, eğer önlem alınmazsa sigaraya bağlı olan yılda 100 bin ölümün, 2030 yılına gelindiğinde yılda 240 bin olması bekleniyor. Türk Toraks Derneği Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç sigara içenlerin yüzde 70’inin bırakmak istediğini ve uygun tedavi yöntemleriyle bunun mümkün olduğunu belirtiyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün önderliğinde tüm dünyada her yıl 31 Mayıs günü ‘‘Dünya Tütünsüz Günü’’ olarak kabul ediliyor. Dünya genelinde tütün kullanımına bağlı hastalıklar nedeniyle yılda yaklaşık 6 milyon kişi hayatını kaybederken, ülkemizdeki tüm ölümlerin yüzde 23’ü tütüne bağlı hastalıklar sebebiyle gerçekleşiyor. Tütün kullanımı bu şekilde devam ettiği takdirde 2030 yılına gelindiğinde tütünkullanımı nedeniyle yılda ölen kişi sayısının yılda 8 milyonu geçmesi bekleniyor. Türk Toraks Derneği Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç sigara içenlerin yüzde 70’inin sigarayı bırakmak istediğini, yüzde 30’unun ise da bir yıl içinde bırakma çabası içine girdiğine değinerek sigara bırakma sürecinin kritik özelliklerini anlattı.
İşin sırrı uygun yöntemi bulmakta
Bıktım otu, tütüne son, nikotin stop, akapunktur, biorezonans, moraterapi gibi yöntemlerin bilimsel olmadığını belirten Prof. Dr. Oğuz Kılınç, sigarayı bırakmaya çalışanlara bu yöntemleri önermiyor: “Sigara içimini bir hastalık olarak kabul ediyoruz ve bu hastalığın bilimsel bir tedavisi söz konusu, bu bilimsel tedavi dışında uygulanan tedavilerin etkinliği şüpheli. Bırakmak anlamında yapılacak tedavinin etkili ve bilimselliği kanıtlanmış yöntemlerle yapılması tedavi başarı şansını artırıyor. Bu yöntemlerle deneyip başarısız olanlar tekrar 2 sene sonra bırakmayı deniyorlar. Yani bu durum bırakma açısından zaman kaybına yol açıyor. Elimizdeki bilimselliği kanıtlanmış yöntemlerin kullanılmasını öneriyoruz.”
Nikotin bağımlılığını aşmak ne kadar zor?
Sigarayı bırakmanın aslında zor olmadığını söyleyen Prof. Dr. Kılınç, uygun yöntemlerle müdahale edildiğinde kalıcı bırakma oranlarının yüzde 50’nin üzerine çıkabildiği müjdesini veriyor. Ancak bu aşamada hastaya sigarayla ilişkili olan risk algısının geliştirilmesi gerekiyor. Prof. Dr. Kılınç bu süreçte yapılması gerekenleri “Bilimsel davranışçı yöntemler kullanılmalı. Nikotin bağımlılığının fizyolojik kısmını kontrol etmek için de tedaviye farmakoterapinin eşlik etmesi gerekmektedir. Bilimsel davranışçı tedaviler ve farmakoterapiyle bırakmak aslında zor değil. Yeter ki bu yöntemler profesyonel sigara bırakma konusunda eğitim almış sağlık çalışanları tarafından uygulansın” şeklinde açıklıyor.
Sigara içmek aslında bir risk davranışı!
Prof. Dr. Kılınç, hastaların sigarayı bıraktığı takdirde yerine ne koyacağını sormalarının sigarayı vücudu için gerekli bir madde gibi algılamalarından kaynaklı, yanlış bir varsayımdan kaynaklandığını vurgulayarak konuya şöyle açıklık getiriyor: “Normalde sigara içmek bir risk davranışıdır, sağlık açısından Rus Ruleti oynamaktan daha riskli bir davranıştır. Böyle sağlığa zararlı bir maddeden kurtulma algısı oluşursa tedavi sürecinde “Bu beladan kurtulurken yerine başka bir bela olarak ne koyabilirim?” demek gibi bir şeydir. Gerçekte, tütünün her dozu ve her şekli zararlıdır. Bu zararları ortadan kaldıran herhangi bir yöntem, tedavi, ilaç ya da koruyucu bir ilaç henüz keşfedilmemiştir. Kanserden koruyucu gıdaların tüketilmesi, sigaranın kanser yapıcı etkisini ortadan kaldırmazlar.”
Bırakma süreciyle ilgili püf noktalar
Bırakma sürecine girince görsel uyaranların ortadan kaldırılması gerektiği konusunda uyarılarda bulunan Prof. Dr. Kılınç şu önerilerde bulunuyor: “Kişi sigara içmeye müsait ortamı görünce sigara içmek aklına gelir. Kül tablası, çakmak, sigara paketi gibi hatırlatıcı objelerin ya da ev içinde sigara içme alanları varsa ortadan kaldırmak gerekir. Çay, kahve içmek, alkol almak, yemek sonrası erken dönem bunu kışkırtır. Bunun için de diş fırçalamak ve su içmek etkili bir yöntemdir. Esas önemli olan, kurtulmaya çalışılan şeyin bir katil, vücuttan ve sağlıktan çalan bir hırsız olduğunu kabullenmek çok önemli. Bunlar yapılırsa farmokoterapi ile birleştirildiğinde tedavinin başarı oranı oldukça yükselir.”
İyi haber: Sigara, bırakıldığı saniyeden itibaren olumlu etkilerini hissettirmeye başlıyor!
Sigarayı bıraktıktan sonra ilk 20 dakikada faydaları görülmeye başlıyor. 10 yıl içinde ise sağlık düzeyi içmemişlerle benzer düzeye inebiliyor. Prof. Dr. Kılınç sigarayı bırakanlardaki iyileşme sürecini anbean şöyle özetliyor: ”Sigarayı bırakanlar ilk 20 dakikadan itibaren faydasını görmeye başlıyor. Nabız ve kan basıncı hemen normale dönüyor. 1. günde kanda zehirli maddeler saptanamıyor ve 1. ayda kalp damarları normal boyutuna ulaşıyor. 1. yılın sonunda kalp krizi geçirme riski 2 kat azalıyor. 5. yılın sonunda kanser riski yarı yarıya azalıyor. 10. yılın sonundaysa eğer kalıcı bir hasar oluşmamışsa sigarayı bırakanların hiç sigara içmemişlerle eşit düzeye geldiğini biliyoruz. Bu nedenle bağımlılara sigarayı kendi çabalarıyla bırakabileceklerini düşünmüyorlarsa sigara bırakma eğitimi almış bir hekime ya da bir uzmana başvurmalarını öneriyoruz. Şunu herkesin bilmesi önemli, tedavi edilebilir bir hastalıktan söz ediyoruz.”
beylikdüzü escort,istanbul escort,beylikdüzü escort,ataköy escort,esenyurt escort,avcılar escort,bakırköy escort,esenyurt escort,esenyurt escort,avcılar escort,beylikdüzü escort
|