İSTEMEK LAZIM...

Kötü futbola rağmen iyi sonuç demek işin doğrusu olsa gerek. Kimilerine göre Elazığ spor Karabük maçında çok kötü bir futbol oynadı, kimilerine göre Elazığ spor istedi ve aldı. Adını ne koyarsanız koyun işin en güzel tarafı hanenize üç puan yazılması ve haftayı liderlik koltuğunda geçirmek olsa gerek.

Maça bakacak olursak, ben Elazığ sporun çok kötü olduğunu kendi adıma söyleyemem. Elazığ spor mücadele etti ve kazandı. Elazığ sporda futbolculara bakacak olursak kaleci Serdar ın, Binya nın, Mehmet Yigit in, Segbefia,nın, Ton,un kötü olduğunu kim söyleyebilir ki.

Söylenecek tek şey, Elazığ spor takım oyununu maça yayamadı, adam ve alan paylaşımını yerine getiremedi, rakibe önde basıp top kapamadı, rakibin oynamasına izin verdi, kanatlardan gerekli çıkışları yapıp verim alamadı. Tabii bunları söylerken de rakibin, bu ligin en iyi kadro, kalite ve ekonomik gücü yerinde olan bir takım olduğunu göz ardı etmememiz gerekir. Sonuçta bizimde iyi oynayıp, ya da oyalayıp beraberlik beklediğimiz ve mağlup olduğumuz maçlar olmadı mı? Oldu, olacaktır da.

Şimdi, sözün eri ve yeri olan tek gerçek, bulunduğumuz yerin kıymetini bilip yere sağlam basmaktır diyorum. İlk yarının sonuna kalan iki maçı kazanıp devre arasına moralle girmektir diyorum. Belki bu sayede Elazığ spor a olan ilgi artar, beklediği destek yerine getirilir ve kıymet bilinir diyorum.

Bu arada Elazığ sporda geleneksel hale gelen ve her yıl iki defa tekrarlanan olağan üstü genel kurullarında tüzük gereği üç yılda bir olağan genel kurul şeklinde devam etmesi temennilerim arasındaki yerini almak üzeredir. Toplantıya gidemedim, içimden gitmek de gelmedi. Çünkü artık can sıkmaya başladı. Eskiden ilin ileri gelenleri, kurum müdürleri, siyasiler, kısaca herkesin gıptayla baktığı genel kurullar yok artık. Apartman genel kurullarından farkı kalmamış, kalmaz da. Çünkü benim en son bildiğim iki yüzün üstünde olan genel kurul üyelerine, şu ana kadar ne bir davet, ne bir telefon ne de bir gönül alma, kısaca hiçbir şey layık görülmedi. Elazığ spor madem dernek statüsüne göre idare ediliyor, sormak lazım üyeleri olmayan dernek olur mu, üyelerle istişare edilmeyen, üyelere danışılmayan, fikir alınmayan bir dernek gördünüz mü ya da duydunuz mu hiç. Yıl da bir iki defa üyelerini tesislere çağırıp, bir çay ikram etmek den aciz bir dernek olabilir mi? Olsa, olsa bunun adı Elazığ spor olur.

Söylemek istediğim, inanarak istemek başarmanın yarısıdır. Önce inanacaksın, sonra emeğini vereceksin ve elbette karşılığını alacaksın. Elazığ spor da Karabük maçını istedi ve aldı. Maçın ikinci yarısında ki inancı bu maçı çevirdi diyorum. Allah yolunu açık etsin. Aynı inancı, sözde yeni oluşan yönetim kurulundan da bekliyoruz. Tabiri caiz ise, laf değil icraat bekliyoruz. Sırf listeye girip de bende Elazığ spor da yöneticilik yaptım edebiyatı içerisine kendilerini sokmadan Elazığ spor için çalışmalarını arzu ediyorum. Geçmişte olduğu gibi, gemi de bir kaptan var zaten. Amaç listeyi doldurmak ise Gazi caddesinde adamdan geçilmiyor.