gaziantep escortgaziantep rus escort gaziantep escortseks hikayeleri
avrupa yakası escort beşiktaş escort beyoğlu escort nişantaşı escort etiler escort esenyurt bayan escort beylikdüzü bayan escort avcılar bayan escort şirinevler escort ataköy escort
Yaklaşık 18 milyon öğrenci yarı dönem tatiline girdi. Peki bu tatil hangi öğrenci için ne ifade ediyor. Yaklaşık 2 milyon 200 bin öğrenci için üniversite sınavı için son dönemeç, 1 milyonun üzerinde öğrenci için teog da son dönemeç, bazıları için aile bütçesine yardım için çalışma fırsatı,bazıları için lüks otellerde tatil fırsatı,bir kısmı içinde sadece dinlenme zamanı..
Yani her zaman olduğu gibi tatilde bile bir ayrım söz konusu,yaşamın kuralı ..
Üniversite sınavına girecek öğrenceler için YGS ye çok az zaman kalmışken tatil çok önemli bir fırsat; tüm eksiklerini giderecek ve tekrar yapılma zamanı, okul açıldığında belkide artık eksik giderme fırsatı bulamayacaklar ,ösym bu sene hem başvurularda hemde tercihlerle ilgili bazı yenilikler yaptı.
TEOG sınavına hazırlanan öğrenciler içinde aslında pek bir değişiklik yok, onlarda ilk dönemki teog konularını tekrar edecekler sınava çok az zaman kalmasının verdiği önemle deneme sınalarını fazlalaştırmaları vede eksik konularını çalışması gerekir.
Görüldüğü üzere tatil sınavlara hazırlananlar için pek yok gibi,yani dinlenmeden çalışma zamanı..
Ara sınıftakiler için tatil başka anlamlara geliyor; yazımızın başında yazdığımız gibi bazıları için güzel bir tatil fırsatı ; bazıları kayak tesislerine,bazıları yurt dışına, bazılarıda başka tatil seçenekleriyle dolu dolu tatillerini geçiriyorlar. Bazı öğrenciler için ise ikinci dönem kullanacakları harçlıkları çıkarma vakti yada aile bütçesine katkı vakti.. Öğrencilerin bir kısmı tatil geldiği için sevinirken bir kısmı ise üzülebiliyor.. Son olarak bir başarı hikayesiyle yazıma son vermek istiyorum;
5 Haziran 1932’de beyin felcinin kurbanı olarak Dublin’de dünyaya geldi. Bir duvarcı ustasının 13’ü hayatta kalabilen 22 çocuğundan biriydi. Doktorlara bakılırsa konuşamayacak ve hareketlerini kontrol edemeyecekti; sol ayağı hariç...
Dört aylık olduğunda bebeğin davranışlarına yansıyan değişiklikleri ilk olarak annesi fark etti. Bebeği beslemeye çalışıyor; ancak kafası sürekli arkaya düşüyordu. Boynunun arkasına elini koyup, kafasını sabit tutarak bunu düzeltmeye çalıştı anne. Fakat elini çektiği anda tekrar arkaya düşüyordu. Bu, ilk uyarı işaretiydi. Bebek büyüdükçe diğer zorluklar da birer birer çıkıyordu ortaya. Elleri neredeyse sürekli olarak sımsıkı kapalıydı ve arkaya doğru bükülüyordu. Çenesi kapalı olduğundan biberonu kavrayamıyor, aniden yumuşayıp gevşeyen ağzı bir tarafa kayıyordu.
Endişeli anne korkularını babasına açtı ve daha fazla gecikmeden tıbbi yardıma başvurmaya karar verdiler. Bebeği hastanelere taşımaya başladıklarında bir yaşını geçmişti. Bebeği gören ve muayene eden doktorlar, durumunu ilginç ve bir o kadar da ümitsiz olarak değerlendirdiler. Çoğu, anneye nazik bir biçimde çocuğunun beyinsel olarak özürlü olduğunu ve öyle kalacağını söyledi. Beş sağlıklı çocuk büyüten genç bir anne için bu çok ağır bir darbeydi. Çocuğunun tedavi edilemez ve umutsuz olduğu gerçeğini anne kabul etmiyor, onun doktorların söylediği gibi bir embesil olduğuna inanmıyordu. Annenin bu tavrı doktorlara küstahlık gibi geliyordu. Bundan sonra onu bir insan olduğunu unutarak besleyip yıkamak ve kenara kaldırılacak bir nesne olarak algılamak gerektiği söylenince, anne olayların kontrolünü ele aldı. Bebek ailenin bir parçasıydı. Ona diğerlerine davrandığı gibi davranmaya, misafir geldiğinde arka odada kalan ve adı geçmeyen “acayip bir şey” olarak değerlendirmemeye karar verdi. Çocuğun geleceğiyle ilgili önemli bir karardı bu. Annenin her zaman yanında olacağı, yapacağı bütün savaşlarda ona destek çıkacağı ve yenildiğinde onun güç kaynağı olacağı anlamına geliyordu. Okula giden kız kardeşi bir akşam evde parlak sarı bir tebeşirle tahtaya yazı yazıyorlardu. Tebeşir nedense onu cezp etmiş, birden kardeşinin yaptığı şeyi yapmak için büyük bir istek duymuştu. Derken, küçük bir hamleyle uzandı ve tebeşiri kız kardeşinin elinden sol ayağıyla aldı. Bunu yaparken neden sol ayağını kullandığını bilmiyordu. Sol ayağıyla 12 yaşındayken yaptığı bir resmiyle Sunday Independent dergisinin çocuklar arasında düzenlediği resim yarışmasında kazandığı ödül onu iyiden iyiye cesaretlendirmişti.
Yazmayı öğrenmekle kalmamıştı Christy. Bu işi de kendine has ve özel bir üslupla yerine getiriyordu. Onun kelimeleri, cümleleri başkaydı.
Yazdıklarıyla kalplerin en hassas yerlerine dokunuyor, zorlu bir yaşam mücadelesiyle hayata sımsıkı tutunmayı öğrenen bir kalem dolaşıyordu sayfalarda. O, yani Christy Brown, İrlanda edebiyatının devleri arasında yer alacak bir yazar olmuştu.
Sonuç olarak yaşam herkes için farklı olsada bir şeylere inanmak gerekir ..
beylikdüzü escort,istanbul escort,beylikdüzü escort,ataköy escort,esenyurt escort,avcılar escort,bakırköy escort,esenyurt escort,esenyurt escort,avcılar escort,beylikdüzü escort
|